Son yıllarda Ortadoğu’da yaşanan çatışmalar, özellikle Gazze Şeridi’nde bulunan Filistinlilerin yaşam şartlarını derinden etkiledi. Birçok insan, bölgedeki askeri operasyonlar ve kısıtlamaların doğrudan yaşam kalitesine yansıdığını ifade ediyor. Ancak son veriler, bu olumsuz etkilerin yaşam süresinde gözle görülür bir azalmaya yol açtığını gösteriyor. İsrail’in Gazze’ye yönelik yürüttüğü askeri harekatlar ve uygulanan abluka, bölgedeki sağlık hizmetlerinin aksamasına ve gıda güvencesinin bozulmasına neden oldu. Bu bakımdan, Gazze’deki yaşam sürelerinin ne ölçüde etkilendiği merak konusu oldu.
Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına göre, Gazze’de yaşam süresi 70 yıl civarındayken, bu rakam son yıllarda ciddi bir düşüş gösterdi. 2018’de başlayan ve hız kazanan çatışmalar, bölgedeki sağlık altyapısının çöküşüne neden oldu. Sağlık kuruluşları, birçok hastanede yeterli tıbbi ekipmanın kalmadığını, tedavi süreçlerinin uzadığını ve birçok hastanın basit sağlık sorunları için bile yardım alamadığını belirtiyor. Bu veriler ışığında, Gazze’deki insanların karşılaştığı sağlık sorunlarının artışı, yaşam sürelerinde belirgin bir kısalmaya neden olmuş durumda.
Özellikle kronik hastalığı olan bireylerin tedaviye ulaşma konusunda ciddi zorluklarla karşılaştığı bu süreçte, temel sağlık hizmetlerine erişim kısıtlı hale geldi. Sağlık kurumlarının yanı sıra, beslenme yetersizlikleri ve psikolojik travmalar da bu durumu daha fazla kötüleştirmekte. Gazze’de, ablukadan kaynaklı gıda ve su krizleri, insanların yaşam ömrünü etkileyen önemli unsurlar arasında yer almakta. Sağlıklı bir beslenme alışkanlığına sahip olmak, birçok insan için artık hayal oldu.
Bölgedeki bu olumsuz tablo, uluslararası toplumun dikkatini çekiyor. Birçok insan hakları kuruluşu, Gazze’deki durumun acil olarak ele alınması gerektiğini vurguluyor. İsrail'in uyguladığı politika ve stratejilerin, Filistin halkının insan haklarını ihlal ettiğini belirten raporlar, sorunun derinliğini ortaya koyuyor. Sağlık sorunları, açlık, yetersiz beslenme, eğitim eksiklikleri ve psikolojik travmalar; tüm bunlar, Gazze’deki yaşam süresini olumsuz etkileyen unsurlar arasında. Hükümetlerin ve uluslararası kuruluşların bu süreçte gösterdiği tepkiler ise yeterince etkili bulunmuyor.
Gazze’nin geleceği için ümitli olmak zor; zira insanların hayatlarını sürdürebilmesi için gerekli olan temel ihtiyaçların karşılanamaması, büyük bir kriz haline dönüşmüş durumda. İyileşme süreçlerinin başlaması için, uluslararası baskıların artırılması ve bölgedeki sağlık hizmetlerinin yeniden yapılandırılması gerekiyor. Bu noktada, hem bölgesel hem de uluslararası aktörlerin üstlenmesi gereken sorumluluklar bulunmakta. Gazze’nin yaşanabilir bir yer haline gelmesi, ancak bu sorunların çözülmesiyle mümkün olabilir.
Sonuç olarak, Gazze’deki yaşam süresinin kısalması, uluslararası kamuoyunun dikkate alması gereken kritik bir mesele. İnsanların yaşam kalitesinin yükseltilmesi, sağlıklı bir yaşam sürdürmeleri ve temel haklarına sahip olmaları için, dünya genelinden destek ve dayanışma şarttır. Aksi halde, Gazze’deki yaşam süreçlerinin daha da kısalacağı, insanların hayatta kalma mücadelesinin daha da zorlaşacağı düşünülmekte. Gazze halkının geleceği, uluslararası işbirliği ve destek ile belirlenecek gibi görünüyor.