Marmara Bölgesi, tarihinin en büyük depremlerinden birine tanıklık etti. Korkutan sarsıntı, İstanbul'dan Uşak'a kadar geniş bir alanda hissedildi ve bölgedeki halk arasında büyük panik yarattı. Söz konusu deprem, 25 Ekim 2023 tarihinde saat 14.32'de meydana geldi. Kandilli Rasathanesi'nin verilerine göre, depremin büyüklüğü 6,5 olarak açıklandı. Depremin merkezi, Sakarya'nın Adapazarı ilçesinin 15 kilometre derinliğindeydi. Bu büyük sarsıntı, sadece Sakarya ile sınırlı kalmadı; İstanbul, Kocaeli, Bursa, Tekirdağ, Çanakkale ve Uşak gibi illerde de hissedildi. Bu olay, Marmara Bölgesi'nin deprem gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Bölgedeki birçok insan, deprem anında evlerinden çıkmakta gecikince panik yaşadı. Yapıların büyük bir kısmı, zemin etütleri ve yapı denetimleri eksik olduğu için depremin etkisini artıran bir faktör oldu. Marmara Bölgesi'nde yıllardır süren yapılaşma, uzmanları tedirgin ediyor. Çeşitli uzmanlar, özellikle İstanbul'un deprem riski altında olduğunu belirtiyor. Geçmişte yaşanan büyük depremler ve Marmara'nın kırılgan yapısı, bu uyarıları daha da anlamlı hale getiriyor.
Ayrıca, deprem sonrasında AFAD ve Kızılay gibi kurumlar, acil durum senaryolarını devreye sokarak, bölgedeki halkın güvenliğini sağlamak için harekete geçti. Kızılay, bölgeye mobil yemek araçları, su ve temel gıda malzemeleri ulaştırmaya başladı. Acil durum çantaları ve afet kitleri konusunda halkı bilinçlendirmek amacıyla çeşitli bilgilendirme toplantıları düzenleniyor. Deprem sonrası yaşanan artçı sarsıntılar ise insanların tedirginliğini artırdı. Uzmanlar, artçı sarsıntıların devam edebileceği konusunda uyarıyor; bu nedenle, depremzedelere barınma ve psikolojik destek hizmeti sağlanıyor.
Deprem sonrasında çeşitli uzmanlar, Marmara'nın geleceği hakkında değerlendirmelerde bulundu. Deprem bilimci Prof. Dr. Mehmet Erkan, Marmara Bölgesi'nin depremselliği üzerine yaptığı açıklamada, “Marmara'nın büyük bir deprem üretme kapasitesi hâlâ var. İstanbul, 1766'dan beri büyük bir deprem görmedi. Dolayısıyla, bir deprem daha yaşanabilir" dedi. Aynı zamanda şunu da ekledi: “Bu tür büyük depremler, önceden tahmin edilemez ama halkın alınacak önlemler hakkında bilinçlendirilmesi son derece önemlidir.” Uzmanlar, şehir içinde ve dışında yapısal önlemlerin alınması, deprem sigortası ve kişisel acil durum planlarının hazırlanması konusunda insanları bilgilendiriyor.
Marmara Bölgesi'nin deprem nedeniyle yaşadığı bu zor günler, kamuoyunun öncelikli konularından biri olmaya devam edecek gibi görünüyor. Deprem sonrası yaşananlar, toplumda afet bilincinin yeniden tesis edilmesi gerektiğini bir kez daha gösteriyor. Eğitim programları, tatbikatlar ve deprem anında doğru davranış biçimleri hakkında verilecek bilgiler, olası bir felaket durumunda kritik öneme sahip. Yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesi, yalnızca kamu binaları için değil, özel sektörde de aynı derecede önem arz ediyor. Tüm bu süreçlerin hayata geçirilmesi için hükümet ve yerel yönetimler işbirliği içinde çalışmalı ve halkı bilinçlendirme çabalarını sürdürebilmelidir.
Sonuç olarak, Marmara Bölgesi tarihinin en önemli depremlerinden birini yaşadı ve halk bu büyük sarsıntının etkilerini hissetti. Önümüzdeki günlerde yapılacak olan bilimsel araştırmalar ve şehir planlamaları, bu tür felaketlerin önüne geçilmesine yardımcı olacaktır. Marmara'da bir daha böyle bir olayla karşılaşmamak için, toplumun tüm kesimlerinin bilinçlenmesi, eğitim alması ve gerekli önlemleri alması şart. Önümüzdeki günlerde, bölgedeki inşaatların durumu, yapılan analizler ve vatandaşların dayanıklılığı üzerine yapılacak yorumlar, halkın deprem bilinci hakkında yepyeni bir tartışma ortamı yaratacaktır.