Türk edebiyatının önde gelen kalemlerinden biri olan Orhan Kemal, 55 yıl önce aramızdan ayrıldı. Ancak eserleri, toplumsal adaletsizliği, insan ilişkilerini ve toplumsal dönüşümleri çarpıcı bir şekilde ele almasıyla hala günümüzde yankı buluyor. 1914 yılında Adana’da dünyaya gelen Orhan Kemal, edebi kimliğinin yanı sıra, aynı zamanda toplumun sorunlarına duyarlı bir yazar olarak da tanınıyor. 1970 yılında hayatını kaybeden Kemal, bu yıl, birçok edebiyatsever ve organizasyon tarafından çeşitli etkinliklerle anılacak.
Orhan Kemal’in eserleri, çalıştığı farklı türlerde hayat bulmuş ve pek çok temayı içinde barındırmıştır. Romanlarından hikayelerine, oyunlarından senaryolarına kadar uzanan bir yelpazede eser veren yazar, toplumsal değişimi ve insan ilişkilerini ustalıkla yansıtmıştır. Anayurt, İstiklâl Harbi döneminin zorluklarını, kentin değişimini ve insanın onuru üzerinden ele alırken; 1954’te yazdığı "Murtaza" ise tarım işçilerinin hayatını ve insanın içindeki varoluşsal çatışmayı gözler önüne sermektedir. Orhan Kemal’in eserlerinde sıkça rastladığımız bir diğer tema ise özlem ve ayrılıktır. Kentsel göç, işsizlik, ekonomik sıkıntılar gibi konular, onun yazımındaki duygusal derinliği besler ve okuyucuya tanıdık bir dünya sunar.
Bu yıl, Orhan Kemal'in anılmasına yönelik çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Edebiyat dernekleri, üniversiteler ve kültürel kuruluşlar, yazarın anısını yaşatmak adına paneller, okuma etkinlikleri ve sergiler gerçekleştirecek. Özellikle genç nesli Orhan Kemal’in eserleriyle buluşturmak amacıyla düzenlenecek olan bu etkinlikler, onun felsefik derinliğini ve toplumsal eleştirilerini tekrar gündeme getirecek. Orhan Kemal’in edebiyatı sadece kendi dönemi için değil, bugün de geçerliliğini koruyan evrensel temalar içerir. Bu nedenle onun eserleri, hem edebiyat öğrencileri hem de edebiyatseverler için vazgeçilmez bir kaynak olma niteliği taşımaktadır.
İlk olarak 1940’larda edebiyata adım atan Orhan Kemal, yine de sadece kendine özgü bir üslup geliştirmekle kalmamış, aynı zamanda Türk edebiyatının modern anlamda gelişimine de önemli katkılarda bulunmuştur. Dolayısıyla, Orhan Kemal’in yazdığı her eser – özellikle "Bıçak Sırtı" ve "Kapıcılar Kralı" gibi romanları – içindeki sosyal adalet vurgusu ile derin bir anlam taşımaktadır. 55 yıl sonra bile onun eserleri, yalnızca birer roman olarak değil, aynı zamanda Türkiye’nin geçmişine ve toplumuna dair yoğun birer belgesel niteliğindedir.
Orhan Kemal, şiirle de yakından ilgilenmiş, bazı eserlerinde şiirin büyülü dünyasından yararlanmıştır. Anmasının gerekliliği, onun çağdaş edebiyat için ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Özellikle genç yazarlara ve edebiyat tutkunlarına ilham veren Orhan Kemal, eserleriyle gelecek nesillere ışık tutmaya devam ediyor. Kısacası, Orhan Kemal sadece bir yazar değil, aynı zamanda toplumsal sorunların üstüne giden bir düşünür olarak da anılmayı hak ediyor.
55. ölüm yıl dönümünde, Orhan Kemal’in eserlerine ve onun edebiyat anlayışına bir kez daha dönüp bakmak, sadece onun anısını yaşatmakla kalmayacak, aynı zamanda yeniden düşünmemize ve günümüzdeki toplumsal meseleleri sorgulamamıza olanak tanıyacaktır. Bu noktada, Orhan Kemal’in anısına yapılan etkinlikler ve anlatılan hikâyeler, okuyucuların kalplerinde bir yer tutarak, zamanla daha da derinleşmeye müstahak bir miras bırakıyor.