Şırnak’ın küçücük bir köyünden çıkarak dünya turuna çıkan bir çiftin hikayesi, hayallerin peşinden koşmanın gücünü bir kez daha gözler önüne seriyor. 16 yıl gibi uzun bir süre zarfında 6 kıtada 40 ülke gezerek adeta dünyanın dört bir yanını kucaklayan İsmail ve Ayşe Yılmaz, bu yolculukları sırasında birçok ilginç deneyim ve gözlemle karşılaştılar. Çiftin en dikkat çekici yanı ise, yol masraflarını sağlayabilmek için ineklerini satışa çıkarıp gezileri buna göre planlamaları. İşte Yılmaz çiftinin ilham verici yolculuğu ve yaşadığı maceralar…
İsmail ve Ayşe Yılmaz, 2007 yılında bir araya geldiklerinde, birbirlerine büyük bir hayal paylaştılar: Tüm dünyayı görmek. Ancak bu hayali gerçekleştirmek için mali kaynakları yeterli değildi. Şırnak’ta tarım ve hayvancılıkla uğraşan çift, yaşamlarını sürdürebilmek için arazilerinde besledikleri inekleri satışa çıkarmaya karar verdiler. Kısa bir süre içerisinden elde ettikleri gelir, onları dünya turuna çıkacakları hayallerinin ilk adımlarını atmalarını sağladı. Tüm hazırlıklarını yaptıktan sonra, ilk durakları Avrupa oldu. İlk gidecekleri ülke ise İtalya’ydı. Bu seyahat, onların dünya turuna çıkarak çok farklı kültürler ve yaşam tarzlarıyla tanışmalarının kapılarını aralamıştı.
Yolculuklarının her durağındaki anılar, Yılmaz çiftinin hayatında unutulmaz izler bıraktı. İlk geldikleri İtalya’da karşılaştıkları Roma’nın tarihi kalıntıları, onlara geçmişin büyüsünü hissettirdi. Akropolis’i, Eiffel Kulesi’ni, merakla ve hayranlıkla gezdikleri diğer simgeleri de ekleyince, dünya turunun ne denli zengin bir deneyim sunduğunu fark ettiler. Her yeni şehir, yeni bir hikaye ve yeni dostluklar getirdi. Bu yolculukları sırasında birçok insanla tanıştılar, farklı lezzetler denediler ve dünyanın çeşitli coğrafyalarında bir araya geldikleri kültürel etkinliklerde yer aldılar.
İsmail ve Ayşe, sadece gezip görme amacıyla değil, aynı zamanda insanlara farklı bakış açıları sunarak, kültürel etkileşimi artırmak için de bu yolculuğu yaptıklarını belirtiyorlar. “Seyahat ettiğimiz her ülkede, bizlere farklı yaşam hikayeleri sundular. Bazen aynı dili konuşamasak bile, gülümsemek ve dostluk kurmak her zaman mümkün,” diyor İsmail.
Şırnak’a geri döndüklerinde, o dönem boyunca kazandıkları tecrübeleri, kendi köylerinde gençlerle paylaşmak için dernek kurmayı planlıyorlar. Onlarca kadim hikayenin yaşadığı bölgelerinde, gençlerin cesaretli olmaları ve hayallerinin peşinden koşmaları için ilham vermek istiyorlar. Bu kaynaşma ve beraber yaşama ruhu, yalnızca seyahat etmekle sınırlı kalmamalı. Bu yüzden, dünyayı gezmek isteyen gençlere rehberlik etmek için kolları sıvadılar.
Sonuç itibarıyla, İsmail ve Ayşe Yılmaz’ın hikayesi, kişisel hayallerin gerçeğe dönüşebileceğinin bir kanıtı olarak karşımıza çıkıyor. Onların cesareti ve azmi, sadece kendileri için değil, tüm gençler için bir örnek teşkil ediyor. Gezi masraflarını ineklerden karşılayan Yılmaz çifti, hayallerinin peşinde koşmanın ve yeni kültürlerle etkileşime geçmenin sunduğu fırsatların daima ikili bir fayda sağladığını gösteriyor. Özellikle de sürdürülebilir turizm ve yerel ekonomiye katkıda bulunma konularında aktif rol alınması gerektiği durumu, onların bu yolculuğuyla bir kez daha gözler önüne seriliyor.
Yılmaz çiftinin hikayesi, dünyanın ne kadar küçük ve birbirimize ne kadar bağlı olduğunu hatırlatıyor. Bu türden bir deneyim, yalnızca seyahat etmek değil, aynı zamanda insan olmanın getirdiği sorumlulukları da kavramak açısından mühim bir katkı sağlıyor. Şırnak’ın unutulmaz çiftinin 16 yıllık yolculuğu, hepimize ilham veriyor ve hayallerimizin peşinden koşarken hiçbir şeyin imkansız olmadığını bir kez daha gösteriyor.