Son dönemlerde adından sıkça söz ettiren Trump'ın kabinesindeki yeni atamalar, dikkat çekici gelişmeleri beraberinde getiriyor. Özellikle Türkiye kökenli siyasetçilerin Amerika’daki etkisi, yeni atamaların gündeme gelmesiyle daha da belirginleşti. 2024 seçimleri öncesi stratejik hamleler yapan Trump yönetimi, Mehmet Öz’ün kardeşi Can Öz’ü kabinede önemli bir pozisyona atadı. Bu atama, hem Türk diasporasını hem de Türk-Amerikan ilişkilerini derinlemesine etkileyebilecek bir gelişme niteliği taşıyor.
Can Öz, uzun yıllardır iş dünyasında ve toplumsal projelerde aktif rol almış, Türkiye kökenli başarılı bir girişimci. Eğitim hayatını Amerika'da tamamlayan Öz, özellikle sağlık ve sosyal hizmetler alanındaki uzmanlığı ile dikkat çekti. Trump yönetimi, Can Öz’ü Sosyal Hizmetler Departmanı’nda üst düzey bir yönetici olarak atadı. Bu görev, Öz’ün ülke çapında sosyal hizmet projelerinde kritik bir rol üstlenmesini sağlayacak. Beklentiler, Öz’ün hem Türk toplumu için önemli sosyal yardımlarla hem de sağlık hizmetlerinde iyileştirmelerle gündeme gelmesi yönünde.
Atamanın hemen ardından, Öz yaptığı basın açıklamasında şu sözlere yer verdi: "Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan her bireyin daha iyi bir yaşam standardına sahip olması için elimden geleni yapacağım. Burada kökenim ne olursa olsun, herkes için eşit hizmet sunmak en büyük hedefim." Bu sözlerle kamuoyuna "toplumsal bütünlük" mesajı vermeyi başaran Can Öz, Trump yönetiminin çeşitlilik ve kapsayıcılık hedefleriyle uyumlu bir şekilde hareket edeceği izlenimi yaratıyor.
Can Öz’ün atanması, Türk diasporası için önemli bir dönüm noktası olabilir. Amerika’daki Türk toplumu, yıllardır siyasette daha fazla yer almak için çaba sarf ediyor. Bu bağlamda, Öz aile bireylerinin yüksek profilli pozisyonları, Amerikan siyaseti ve özellikle Türk kökenli bireyler için bir fırsat penceresi açıyor. Öz’ün kabinedeki görevi, Türkiye ile Amerika arasındaki ilişkileri daha da güçlendirebilir, Türk diasporasının sesinin daha gür çıkmasına olanak tanıyabilir.
Can Öz’ün bu pozisyondaki etkisinin yanı sıra, Trump yönetimi içerisinde Türk kökenli bireylerin daha fazla yer alması, ikili ilişkilerde olumlu bir damga bırakabilir. Özellikle Trump dönemindeki Türk-Amerikan ilişkilerinin dalgalı seyrinin göz önünde bulundurulduğunda, bu tür atanımlar önem kazanıyor. Can Öz, daha önceki tecrübeleri sayesinde iki ülke arasındaki işbirliğini geliştirmek için önemli adımlar atabilir. Önümüzdeki günlerde alacağı kararlar ve atacağı adımlar, Amerikan hükümetinin sosyal politikalarında yeni bir dönemi başlatabilir.
Sonuç olarak, Türk kökenli isimlerin Amerikan yönetiminde üst düzey pozisyonlara gelmesi, sadece bireysel başarılarla kalmayıp Türk-Amerikan ilişkilerine de olumlu yönde katkı sağlayacaktır. Öz’ün görevi, Türk toplumunun Amerika’daki varlığını ve etkisini artırma potansiyeli taşıyor. Can Öz’ün liderliğinde, ulaşılacak yeni projeler ve işbirlikleri, Türk diasporası için büyük fırsatlar doğurabilir. Trump yönetiminin stratejileri ve Öz’ün girişimleriyle, Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir ivme kazanılabilir.
Öz’ün ataması, sadece kabine içerisindeki bir değişiklik değil; aynı zamanda Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir sayfa açma fırsatı olarak değerlendiriliyor. Can Öz, bu görevde göstereceği performansla, sadece kendi kariyerine değil, Türk toplumuna yönelik daha geniş bir etki yaratma potansiyeli taşımaktadır. Gelişmeleri yakından takip edeceğiz.